Dünyada Enerji Yoksulluğuna Odaklanmak: Sorunlar ve Politikalar

Aslan Tolga Öcal / Tuğba Başarslan Arslan

Öz: Çalışmanın amacı, dünyadaki enerji yoksulluğunu incelemek ve bu soruna yönelik politika üretebilmektir. Betimsel analiz yöntemi kullanılan çalışmada, enerji yoksulluğuna ilişkin kavramsal çerçeve çizilmiş ve enerji yoksulluğunu ölçme yöntemleri ile enerji yoksulluğunun nedenleri tartışılmıştır. Çalışmada tüm dünyada enerji ihtiyacının arttığı ancak bölgeler ve ülkeler bazında enerji tüketiminde ciddi derecede eşitsizliklerin olduğu görülmüştür. Enerji için fosil yakıtların tüketilmesiyle birlikte artan sera gazları küresel ısınmayı ve iklim değişikliğini de beraberinde getirmektedir. Temiz enerji kaynaklarına erişilememesi yoksullukla beraber sağlık sorunlarını da artırmakta ve küresel kirlenmeye de yol açmaktadır. Hane halklarının özel durumlarını göz önünde bulunduran ve ülkelerin kendi dinamiklerine göre şekillenen politika tedbirlerinin acilen uygulanması gerekmektedir. Bu doğrultuda hane halklarının gelirleri arttırılmalı, insan onuruna yakışır işler sağlanmalı ve mevcut yoksulluğun sürdürülmemesi için refah politikaları hızla devreye sokulmalıdır.

Anahtar kelimeler: Anahtar kelimeler: Enerji yoksulluğu, Sosyal politika, Enerji tüketimi, Sürdürülebilir kalkınma, İklim değişikliği

Aslan Tolga Öcal / Tuğba Başarslan Arslan
DOI: 10.29224/insanveinsan.1099470
Yıl 9, Sayı 33, Yaz 2022


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
15 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

İklim Değişikliği, Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar Bağlamında Çok Kriterli Bir Değerlendirme

Hakan Gökhan Gündoğdu / Ahmet Aytekin

Öz: Sürdürülebilir kalkınmanın temelinde çevresel, ekonomik ve sosyal unsurlar başta olmak üzere çok katmanlı bir kalkınma anlayışı yer almaktadır. Bununla birlikte, sürdürülebilir kalkınma amaçları dünyadaki tüm ülkelerin uygulayabileceği sürekli ve gelişen bir kalkınma amacına odaklanmaktadır. Çalışma, ülkelerin “sürdürülebilir şehirler ve topluluklar” ve “iklim eylemi” amaçları bağlamında değerlendirilmesi ve karşılaştırılmasını hedeflemektedir. Bu çalışmada, şehirleri ve insan yerleşimlerini kapsayıcı, güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir kılma ile iklim değişikliğiyle mücadelede bulunma arasındaki ilişki çok kriterli karar analizi yoluyla değerlendirilmektedir. Bu kapsamda çalışmada DEMATEL yöntemi kriterlerin etkileşimlerinin ve ağırlıklarının belirlenmesi, PIV yöntemi ise ülkelerin sıralanması amacıyla kullanılmıştır. DEMATEL sonuçlarına göre karbon ayakizi en önemli kriter olarak öne çıkmıştır. Toplam enerji tüketimi içindeki yenilebilir enerji miktarı ve atık yönetimi sırasıyla diğer önemli kriterlerdir. PIV ile gerçekleştirilen sıralamada İsveç, Uruguay, Kolombiya, Norveç ve Brezilya önde gelen ülkeler olmuşlardır. Araştırma bulguları, iklim değişikliği ile sürdürülebilir şehirler ve topluluk arasındaki ilişkiyi desteklemektedir.

Anahtar kelimeler: Sürdürülebilir kalkınma, İklim değişikliği, Sürdürülebilir şehirler, DEMATEL, PIV

Hakan Gökhan Gündoğdu / Ahmet Aytekin
DOI: 10.29224/insanveinsan.1104121
Yıl 9, Sayı 33, Yaz 2022


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
18 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Kentlerde İklim Değişikliğinin Olası Etkilerinin Azaltılmasında Yeşil Altyapı ve Ekosistem Hizmetlerinin Rolü

Özgür Kamer Aksoy / E. Seda Arslan

Öz: İklim değişikliği küresel bir çevre sorunudur. İklim değişikliği konusunda ülkemizde farkındalığın artmaya başlaması ile iklim değişikliğinden en çok etkilenen kentlerin sahip olduğu doğal ve kültürel kaynakların korunmasına yönelik stratejilere ihtiyaç duyulmaktadır. Kentler doğal ve kültürel ekosistemlerle onlar tarafından sağlanan kentsel ekosistem hizmetlerine bağımlıdır. Kentlerde iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasına katkıda bulunabilecek yenilikçi bir arazi planlaması yaklaşımı olarak geliştirilen yeşil altyapılar, doğal sistemlerin alansal büyüklüğünü artırmanın yanında biyoçeşitlilik ve kentsel ekosistem hizmetlerinin artmasında da rol oynamaktadır. Bu çalışmada iklim değişikliğinin kentsel biyoçeşitlilik üzerindeki etkilerine değinilerek yanlış arazi kullanımı neticesinde doğal alanların yok edilmesinin yarattığı iklim değişikliğinin kentsel ekosistem hizmetlerinin sürdürülebilirliğine etkileri konusunda tespitlere yer verilecektir. İklim değişiminin kentler üzerinde yaratacağı olası etkilerin çözümünde yeşil altyapı ve ekosistem hizmetleri çerçevesinde değerlendirmeler yapılacaktır.

Anahtar kelimeler: İklim değişikliği, Yeşil altyapı, Ekosistem hizmetleri, Arazi kullanımı, Kentsel ekosistemler

Özgür Kamer Aksoy / E. Seda Arslan
DOI: 10.29224/insanveinsan.1104391
Yıl 9, Sayı 33, Yaz 2022


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
16 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

İklim Adaletine Kant ve Rawls’un Etik Temelli Adalet Teorileri Çerçevesinde Felsefi Bir Yaklaşım

Aysel Demir

Öz: Fosil yakıt kullanımıyla artan sera gazı salımları küresel iklim değişikliğine yol açan önemli bir faktördür. Bu değişikliğin etkisi eşit dağılmamakta, özellikle bundan en az sorumlu olan dezavantajlı ülkeleri etkilediği görülmektedir ki bu da iklim adaletinin doğmasına yol açmıştır. Dolayısıyla bu çalışmada, iklim adaletinin ne olduğu, neden ortaya çıktığı ve iklim değişikliğinin yaşanmasında güçlü devletlerin adil olarak sorumluluklarını yerine getirip getirmediği tartışılmaktadır. Felsefi olarak konuya yaklaşıldığında, özellikle Immanuel Kant ve John Rawls’un etik temelli adalet teorilerinin iklim adaletine etkisi incelenmiştir. Dağıtıcı adalet bağlantısıyla iklim değişikliği sorunu birçok felsefi soruyu beraberinde getirmekte, etik anlamda sorumluluk ve yükümlülüklere bizi bağlamaktadır. Değişikliğin yaşanmasında sorumluluğa sahip gelişmiş ülkeler sadece vaatlerle teorik tartışmalar üretmekte ama ödev ve sorumluluklarını yerine getirmeyerek pratikte bir çözüm sunmamaktadırlar. İklim değişikliğine karşı varolan imkânların sürdürülebilirliği konusunda sahip olunan tarihsel sorumluluklar, özellikle nesiller arası etik sorunlarına işaret etmektedir. İklim değişikliğinin etik yönü; tarihsel sorumluluklar, varolan imkânlar, sürdürülebilirlik ve adalet temellerinde ilerlemektedir.

Anahtar kelimeler: İklim değişikliği, İklim adaleti, Eşitsizlik, Etik, Immanuel Kant, John Rawls

Aysel Demir
DOI: 10.29224/insanveinsan.1103781
Yıl 9, Sayı 33, Yaz 2022


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
14 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

İklim Değişikliği ve Para Politikası: Türkiye için bir Değerlendirme

Veysel Karagöl

Öz: İnsan faaliyetleriyle önemli ölçüde ilişkili olan iklim değişikliği, finansal ve ekonomik faaliyetleri derinden etkilemektedir. Aşırı hava olayları ve aşamalı küresel ısınmadan kaynaklanan fiziksel riskler ile düşük karbonlu bir ekonomiye uyum sürecinde karşılaşılan geçiş dönemi riskleri, belirsizlikler yaratmakta ve arz ve talep şoklarına sebep olmaktadır. Ekonomilerde yaşanan bu belirsizlikler ve oynaklıklar, fiyat istikrarını ve finansal istikrarı etkilemekte ve dolayısıyla para politikasının uygulanmasını zorlaştırmaktadır. Bu olgular, para politikası stratejisinde iklim değişikliğinin olası etkilerini de barından yeni bir bakış açısını gerekli kılmaktadır. Bu çalışmada, iklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası deneyimler derlenerek, Türkiye’de para politikası uygulamaları için çıkarımlarda bulunulması amaçlanmıştır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, iklim risklerini hafifletebilmek adına iklim değişikliğinin ekonomik etkilerini makroekonomik modellere dahil etmeli, çevreci sektörleri ve çevreci tahvilleri teşvik etmeli, ulusal ve küresel çapta işbirlikleri geliştirmelidir.

Anahtar kelimeler: İklim değişikliği, İklim politikası belirsizliği, Para politikası, Çevreci politikalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

Veysel Karagöl
DOI: 10.29224/insanveinsan.1096970
Yıl 9, Sayı 33, Yaz 2022


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
13 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

İklim Krizine Türk Medyası Çerçevesinden Bakmak

Seçil Özay / Süheyla Nil Mustafa

Öz: Bu çalışmanın odağında bulunan iklim değişikliği gibi etkilerinin küresel olarak hissedildiği ve her bireyin önerilen tedbirlere uyması gereken durumlarda yayınlanan haberler önem taşımaktadır. Doğru kaynaklarla alanda uzmanlaşmış gazeteciler tarafından kurgulanan haberler dünyanın geleceğini belirleyecek bu önemli konuda toplumun da sorumluluk geliştirmesine katkı sağlayacaktır. İklim krizi haberlerinin sorunlar, çözümler ve sorumluluk düzeyleri açısından nasıl çerçevelendiği, bireysel ve toplumsal tepkilerin belirlenmesi ve bu anlamda toplumsal sorumluluk ve eylemin gerçekleşmesi için büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda çalışmada, Türkiye’de iklim krizi haberciliğinin içeriği ve taşıdığı mesajlar bakımından anlamak amaçlanmıştır. Bu amaçla bilim haberciliğinin bir alt dalı olan iklim haberlerinde mesajların nasıl kurulduğu sorgulanmıştır. Araştırmada, Türkiye’de genel kitleye yönelik yaygın yayın yapan kitle iletişim araçlarına odaklanılarak bu araçların çevrimiçi haber sitelerinde iklim krizi üzerine yer alan haberler haber çerçeveleme teorisi merkezinde analiz edilecektir. Çevrimiçi haberlerin etkileşime açık olması ve geniş kitlenin kolayca ulaşabilmesi olanağı dolayısıyla incelenecek haber örnekleri çevrimiçi haber sitelerinde yapılan tarama ile belirlenmiştir.

Anahtar kelimeler: Çerçeveleme teorisi, İklim krizi, Haber, Haber çerçeveleme, İklim haberleri

Seçil Özay / Süheyla Nil Mustafa
DOI: 10.29224/insanveinsan.1104362
Yıl 9, Sayı 33, Yaz 2022


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
28 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.