Dijital Çağda Çocuk Yetiştirme ve Eğitim: Değişen Roller

Gamze İnan Kaya

Öz: Dijitalleşme günlük yaşamı her anlamda etkileyen bir süreç olarak çocuk ve gençlerin psikososyal gelişimi ve eğitimi açısından ebeveynler ve öğretmenlerin rolleri ve sorumluluklarında bir dönüşümü de beraberinde getirmektedir. Bu rol ve sorumlulukların dayandığı anlayış genç kuşağın dijital öğrenme ve gelişme olanaklarından maksimum düzeyde faydalanmalarını desteklerken; onların dijital risklerden korunmasını sağlamaktır. Çünkü gelinen noktada, dijital medya ve bu amaçla kullanılan teknolojik araçlar çocukların ve gençlerin yaşamalarının ayrılmaz bir parçası olmaya başlamıştır. Dijital okuryazarlığın önemine dikkat çekilerek, burada, dijitalleşme olgusunun çocuk ve gençlerin psikososyal gelişimi ve eğitimine yönelik dönüştürücü etkisi, yine dijital çağın getirisi olan öğrenme olanakları ve riskler açısından, ebeveynlerin ve öğretmenlerin değişen rollerine odaklanılarak tartışılmaktadır. Bu noktada ebeveyn ve öğretmenlerin bütüncül bir dijital okuryazarlık politikası kapsamında desteklenmesine yönelik ihtiyaç ifade edilmektedir.

Anahtar kelimeler: Dijitalleşme, Çocuk yetiştirme, Eğitim, Dijital olanaklar, Dijital riskler

Parenting and Education in Digital Era: Changing Roles

Abstract: Digitalization, deeply affecting daily life in almost every aspect, has brought changes to roles and duties of parents and teachers in relation to psychosocial development and education of children and youth. These duties and responsibilities rely on an idea, which emphasizes maximizing digital learning opportunities while minimizing potential digital risks for children and youth. That is because of the current context of the world, in which digitalization has been an indispensable part of daily lives of all. Stating central role of digital literacy, we have inspected the notion of digitalization in relation to its effect on young people’s psychosocial development and education by emphasizing the changing roles of parents’ and teachers’. An urgent need for a comprehensive digital literacy policy that is supporting parents and teachers has been proposed.

Keywords: Digitalization, Parenting education, Digital opportunities, Digital risks

Gamze İnan Kaya
DOI: 10.29224/insanveinsan.819184
Yıl 8, Sayı 27, Kış 2021


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
21 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Yapay Zeka Alanındaki Güncel Gelişmelere Uygun Eğitim Politikaları: Arnavutluk Örneği

Xhentila Tataj / Muhamet Kola

Öz: Yapay Zeka gibi teknolojilerdeki son gelişmeler eğitim politikalarında değişiklikler getirmiştir. İşsiz bir neslin oluşmasını önlemek için birçok ülke, öğrencileri en son teknolojik gelişmelere daha uygun çalışma alanlarını seçmeye yönlendiren eğitim politikaları oluşturmaya çalışmaktadır. Bu çalışma, Yapay Zekânın Arnavutluk’ta yeni eğitim politikalarının yaratılmasındaki etkisini ele almaktadır. Bu doğrultuda Milli Eğitim Bakanlığı ve Arnavutluk İstatistik Enstitüsü tarafından yayınlanan resmi veriler analiz edilmektedir. Bu veriler, Arnavut üniversitelerinde en çok seçilen bölümlerin hangileri olduğunu göstermektedir. Diğer ülkelerde olduğu gibi Arnavutluk’ta da yeni eğitim politikaları oluşturulmuştur. Yeni eğitim politikalarının hedefi öğrencilerin gelecekte güvenli bir iş pozisyonu sağlayabilecek çalışma alanlarını seçmelerini sağlamaktır. Bu politikalar Arnavutluk’ta pek çok meslek okulu açılmasını mümkün kılmıştır. Çalışma, Arnavut öğrencilerin en çok tercih ettiği meslekler arasında hukuk ve iktisat kalmasına rağmen, öğrencilerin bu meslek okullarına başvuru talebinde artış olduğunu göstermektedir.

Anahtar kelimeler: Eğitim politikaları, Yüksek öğretim, Yapay zeka, Arnavutluk, Yeni meslekler

Education Policies in Line with the Latest Developments in the Field of Artificial Intelligence: Case of Albania

Abstract: Recent developments in technologies such as Artificial Intelligence have brought changes in education policies. To avoid the creation of an unemployed generation many countries are trying to create education policies that orient students to choose fields of studies that are better suited to the latest technological developments. This study analyzes the impact of Artificial Intelligence on the creation of new education policies in Albania. The official data published by the Ministry of Education and the Albanian Institute of Statistics have been analyzed. These data show what are the most chosen departments in Albanian universities. New educational policies have been undertaken in Albania to orient students in choosing university fields that promise a secure job in the future. These policies have made it possible to open many vocational schools in Albania. This study shows that despite law and economics remaining among the most chosen professions by Albanian students, there is an increase in the demand of students to enroll in these vocational schools.

Keywords: Education policies, Higher education, Artificial intelligence, Albania, New professions

Xhentila Tataj / Muhamet Kola
DOI: 10.29224/insanveinsan.818263
Yıl 8, Sayı 27, Kış 2021


Tam metin / Full text
(İngilizce)

[post-views]
24 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Adalet ve Kalkınma Partisi İktidarı Döneminde Türkiye’de Eğitim Politikaları

Esergül Balcı

Öz: Bu makalede 2002 yılı sonunda iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisinin (AK Parti) uyguladığı Milli Eğitim Politikaları incelenmiştir. Çalışmada, konu ile ilgili literatür taranarak, AK Parti’nin parti ve hükümet programları, Milli Eğitim Şuraları (MEŞ) ve Devlet Planlama Teşkilatı Beş Yıllık Kalkınma Planları (DPT BYKP) ele alınmıştır. Analiz sonucunda, AK Parti’nin ekonomik alanda benimsediği özelleştirme ile dini eğitime yönelme anlayışlarının ortaya çıktığı gözlenmiş ve her kademede özel okul sayısı devlet destekli olarak arttırılmıştır. Özelleştirme sonucunda, varlıklı aileler daha nitelikli olduğu düşüncesi ile çocuklarını özel okullara göndermeyi tercih etmişlerdir. Bunun toplumsal sonucu olarak, “eğitimde fırsat eşitliği” bozulmuş, yoksul aile çocukları nitelikli eğitimden yararlanamamış, bazıları sekiz yıllık eğitimden sonra sistem dışına çıkmıştır.

Anahtar kelimeler: Politika, Eğitim, AK Parti, Siyasi partiler, İktidar

Education Policies in Turkey during the Rule of the Justice and Development Party (AK Party)

Abstract: In this study, the National Education Policies implemented by the Justice and Development Party (AK Party) were examined. After scanning the literature, AK Party’s party programs, its government programs, the National Education Councils (MEŞ) and the State Planning Organization Five-Year Development Plans (DPTBYKP) were discussed. During the analysis, it has been observed that the understanding of orientation towards religious education has emerged with the privatization adopted by the AK Party in the economic field, and the number of private schools at all levels has been increased with state support. It has been also seen that as a result of this privatization, wealthy families have preferred to send their children to private schools, thinking that they are more qualified. As a social result of this, “equality of opportunity in education” has deteriorated, poor family children have not had the chance to benefit from quality education, and some students are out of the system after eight years of training.

Keywords: Politics, Education, AK Party, Political parties, Power

Esergül Balcı
DOI: 10.29224/insanveinsan.819185
Yıl 8, Sayı 27, Kış 2021


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
21 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Kadim ve Modern Eğitim Yaklaşımları Bağlamında Kant’ın Eğitim Nazariyesi

Adem İnce / Mehmet Tayanç

Öz: Bu makalede kadim eğitim anlayışı ile modern eğitim anlayışı arasındaki ilişki bağlamında Kant’ın eğitim nazariyesi ele alınmıştır. Makale, iki temel bölüm ve alt başlıklar üzerine kurulmuştur. İlk bölümde gelenekten modernliğe eğitimin anatomisini ortaya koyabilmek adına evvela kadim eğitim yaklaşımına, akabinde de modern eğitim yaklaşımının tarihî evrimini gösterebilmek adına kapitalist ve neoliberal eğitim yaklaşımına temas edilerek eğitime atfedilen anlamın tarihî seyrine temas edilmiştir. İkinci bölümde ise Kant’ın eğitim nazariyesi detaylı bir şekilde ortaya konmuştur. Bölümde Kant’ın Eğitim Üzerine (über Pädagogik) kitabında oldukça tafsilatlı bir şekilde ele aldığı eğitim yaklaşımı kadim ve modern eğitim anlayışı arasındaki ilişki zemininde özetlenmiştir. Netice olarak Kant’ın ortaya koymuş olduğu eğitim nazariyesinin, kadim ve modern eğitim yaklaşımları arasında yer alan mutedil bir eğitim nazariyesi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu anlamda Kant’ın, kadim yaklaşımın eğitime yönelik olumlu yönleri ile çağdaş yaklaşımın olumlu yönlerini mezcettiği kanaatine varılmıştır. Kant’ın eğitim yaklaşımının eğitimin içsel hususiyetinden koparılarak anlam kaybına uğradığı modern dönemde hassaten önemli olduğu değerlendirilmiştir.

Anahtar kelimeler: Immanuel Kant, Eğitim, Kadim eğitim anlayışı, Modern eğitim

Kant’s Theory of Education in the Context of Ancient and Modern Educational Approaches

Abstract: In this article, Kant’s theory of education is discussed in the context of the relationship between ancient education understanding and modern education understanding. The article is based on two main sections and subheadings. In the first part, in order to reveal the anatomy of education from tradition to modernity, firstly the ancient educational approach and then the capitalist and neoliberal approach to education are discussed in order to show the historical evolution of the modern education approach. In the second part, Kant’s theory of education is presented in detail. In this section, the educational approach that Kant handles in his book On Education (über Pädagogik) is summarized on the basis of the relationship between ancient and modern education. As a result, it has been concluded that the education theory put forward by Kant is a moderate education theory which is among the ancient and modern educational approaches. In this sense, it has been concluded that Kant confined the positive aspects of the ancient approach to education with the positive aspects of the contemporary approach. It has been evaluated that Kant’s educational approach is particularly important in the modern period, when education has lost its meaning by being detached from the inherent character of it.

Keywords: Immanuel Kant, Education, Ancient education understanding, Modern education

Adem İnce / Mehmet Tayanç
DOI: 10.29224/insanveinsan.818402
Yıl 8, Sayı 27, Kış 2021


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
25 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

J. J. Rousseau’nun Bilim, Etik ve Değerlere Evrensel Bakışı Ekseninde Eğitimi Yeniden Düşünmek

Demet Savruk / Seyfi Kenan

Öz: Rousseau’nun evrensel nitelikteki etik dayanakları olan bazı soruşturmaları günümüzde de güncelliğinden bir şey kaybetmemiş, yalnızca farklı izdüşümleriyle şekil değiştirmiştir. Rousseau’nun Birinci Söylev adlı tartışmalı eserini oluşturmasına yol açan, Dijon Akademisi’nin, “bilimler ve sanatların gelişmesi ahlakın düzelmesine yardım etmiş midir?” sorusu, bu bağlamda, araştırmamıza temel oluşturmaktadır. Bugün, bilimsel ve teknolojik girişimlerin sınır tanımayan gelişimi eksenindeki ilerlemeci anlayış, etik alanında bazı tartışmaları da kaçınılmaz olarak gündeme taşımaktadır. Bu durum eğitime dair bazı evrensel hususların, yeniden tartışmaya açılmasına yol açmaktadır. Rousseau’nun belli başlı eserlerini incelediğimiz belge incelemesine dayalı olan bu araştırma, tarihsel bağlam gözetilerek kavramsal analiz yöntemiyle yürütülmüştür. Araştırma sonucunda gerek bilimle etiğin gerekse eğitimle yaşamın, değerler ekseninde bütünleştiği, insanlık onuruna yakışır bir hayatı yeniden düşünmek ve onu kurmak çabası içinde, içsel dayanakları olan evrensel bir etiğe elzem olarak ihtiyaç duyulduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu etik de ancak özgürlük ve müsamaha ekseninde, insana güven ve saygıyı temel alan bir eğitim anlayışla temellendirilebilir.

Anahtar kelimeler: J. J. Rousseau, Eğitim, Etik, Bilim, Değerler

Rethinking Education on the Axis of J. J. Rousseau’s Universal View of Science, Ethics and Values

Abstract: Some of Rousseau’s investigations based on universal ethical foundations have actuality with varieties of repercussions today. One of these was Dijon Academy’s, which lead Rousseau to compose his controversial work called First Discourse constitutes the foundation of our research. Today the progressive approaches to scientific and technological developments bring some discussions on ethics to our agenda. This stimulates some universal issues regarding education to re-visit for discussion. This research aims to analytically examine Rousseau’s ideas based on his major works in terms of how he universally grounded science, ethics, and values with specific reference to education. As a result of the research, it was concluded that universal ethics with an internal basis is essential within an effort to rethink and establish a life that fosters human dignity. This ethics can only be established by trust and respect for humanity on the axis of freedom and tolerance in education.

Keywords: J. J. Rousseau, Education, Ethics, Science, Values

Demet Savruk / Seyfi Kenan
DOI: 10.29224/insanveinsan.787940
Yıl 8, Sayı 27, Kış 2021


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
11 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Türkiye’de Sosyal Bilgiler Dersinin Yönelimi Üzerine Bir Değerlendirme

Erol Çiydem / Selahattin Kaymakcı

Öz: Türkiye’de Sosyal Bilgiler adı altında bir ders ilk defa 1953 yılında yayımlanmış olan Öğretmen Okulları ve Köy Enstitüleri Programı içerisinde yer almıştır. 1968 yılından itibaren ilkokullarda, 1973 yılında ise ortaokullarda okutulmaya başlanmıştır. Sosyal bilgiler dersine ilişkin olarak Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 1953, 1968, 1969, 1990, 1998, 2005, 2015 ve 2018 yıllarında öğretim programı yenileme veya güncelleme çalışmaları yapılmıştır. Başlangıçta tarih, coğrafya ve yurttaşlık bilgisi konularını içeren Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programları zamanla antropoloji, arkeoloji, ekonomi, hukuk, siyaset bilimi, psikoloji ve sosyoloji gibi diğer sosyal bilim disiplinlerini de içeren bir yapıya bürünmüştür. Çok disiplinli yapı takip eden süreçte disiplinlerarası bir hal almaya başlamıştır. Aynı zamanda programların genel yöneliminde de birtakım değişiklikler meydana gelmiştir. Bu çalışmanın amacı geçmişten (1953) günümüze (2020) Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programlarının eğilimlerini belirlemektir. Çalışmada her bir programın amaç ve açıklamalarındaki eğilimler tespit edilerek Türkiye’de sosyal bilgilerin geleceğinin ne olacağına ilişkin ipuçları elde edilmeye çalışılmıştır.

Anahtar kelimeler: Sosyal bilgiler, Öğretim programı, Eğilim, Türkiye

An Evaluation of the Direction of Social Studies Course in Turkey

Abstract: As a course social studies was involved into the Teacher Schools and Village Institute Program for the first time in 1953. The course was started to be taught in elementary schools in 1968 and in secondary schools in 1973. Regarding the social studies course, the Ministry of National Education has developed or updated the curricula in 1953, 1968, 1969, 1990, 1998, 2005, 2015 and 2018. Initially, the Social Studies Curricula, consisted of history, geography and citizenship subjects, has included social science disciplines such as anthropology, archeology, economics, law, political science, psychology and sociology in time. The multi-disciplinary structure has turned into the interdisciplinary one in the following process. At the same time, some changes have been done in the general direction of the curricula. The aim of this study is to determine the trends of Social Studies Curricula from the past (1953) to the present (2020). In this context, trends in the general goals and explanations of each curriculum were identified and how the future of social studies course will be in Turkey was tried to be predicted.

Keywords: Social studies, Curriculum, Trend, Turkey

Erol Çiydem / Selahattin Kaymakcı
DOI: 10.29224/insanveinsan.818742
Yıl 8, Sayı 27, Kış 2021


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
17 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

21. Yüzyıl Becerileri Perspektifinden Tarih Eğitiminin Yönü

Sibel Yalı

Öz: Bu çalışmada, Kanada, İngiltere, Avustralya ve ABD gibi refah seviyesi yüksek ülkeler ile Türkiye’deki güncel tarih eğitim müfredatlarına 21. yüzyıl becerileri perspektifinden incelenmiş; tarih eğitiminin konjonktüre göre nasıl bir değişim gösterdiği tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda, 21. yüzyıl becerileri hakkında genel bir çerçeve sunulmuş, sonrasında bu yaklaşımın tarih eğitimindeki yansımaları üzerinde durulmuştur. Çalışmanın son bölümünde çalışmaya konu olan ülkeler ile Türkiye tarih eğitimi pratiklerine yer verilerek bir yorum geliştirilmeye çalışılmıştır. Milenyumla birlikte özellikle refah düzeyi yüksek ülkelerde tarih eğitimi kazanımlarının eleştirel düşünme ve problem çözme becerileri ile ilişkilendirildiği; tarihsel olaylara yaklaşımda çok perspektifliliğin geliştirildiği ve kültürel mirasın ortak yönlerinin takdir edilmesi üzere çalışıldığı görülmektedir. Bu bağlamda Kanada, Avustralya, İngiltere ve Amerika’daki tarih ve sosyal bilgiler dersleri için hazırlanan güncel müfredatlar konu özelinde perspektif vermektedir. Türkiye pratikleri konusunda ise henüz yol alınması gerektiği söylenebilir.

Anahtar kelimeler: Tarih eğitimi, Müfredatlar, Eğitim politikaları, 21. yüzyıl becerileri

Conceptual Direction of History Teaching from the Perspective of 21st Century Skills

Abstract: In this study, current date curriculums – both from Turkey and also from countries with high levels of welfare, such as Canada, UK, Australia, United States – were reviewed from the perspective of the 21st century skills, in order to determine how history education changes according to the conjuncture. In this context, a general framework about 21st century skills was presented, and then the reflections of this approach in history education were emphasized. The last part of the study attempts to develop an interpretation, based on history education practices from Turkey and other countries in scope. By the millennium, especially in countries with high welfare, it is seen that gains from history education is associated with critical thinking and problem solving skills; multi-perspectivity approach to historical events is developed, and efforts are made to appreciate the common aspects of cultural heritage. In this context, current curricula prepared for history and social studies courses in Canada, Australia, England and United States provide a subject-specific perspective. For Turkey, it may be said that there is still a way to be taken in terms of practices.

Keywords: History education, Education policies, 21st Century skills

Sibel Yalı
DOI: 10.29224/insanveinsan.818785
Yıl 7, Sayı 27, Kış 2021


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
17 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Okul Yöneticilerini Etik İkileme İten Baskı ve Güç Kaynaklarının Okul Kademelerine Göre İncelenmesi

Saffet Karayaman

Öz: Bu çalışmada okul yöneticilerini etik ikileme iten güç kaynaklarını, baskı gruplarını, okul düzeylerine göre belirlemek amaçlanmıştır. Okul müdürleri ve müdür yardımcıları, okul yöneticisi olarak ele alınmıştır. Okullar; İlkokul, Ortaokul ve Lise kademeleri olarak ele alınmıştır. Araştırma nitel bir durum çalışması türünde olup, çoklu durum deseni kullanılmıştır. Çalışmaya kolay ulaşılabilir örnekleme yöntemi ile seçilen elli okul yöneticisi katılmıştır. Katılımcıların kimliklerinin anlaşılmamasına özellikle dikkat edilmiştir. Veriler, standartlaştırılmış açık uçlu sorularla toplanmış ve kategorisel içerik analizi ile incelenmiştir. Toplanan veriler ışığında, okul yöneticilerinin karşılaştıkları etik ikilemlere neden olan güç ve baskı kaynakları yedi grupta toplanmıştır. Tüm kurumlarda en yoğun üç etik ikilem kaynağı olarak; “sendikalar, dernek ve vakıfların beklentileri; üst makamların popülist uygulamaları; üstlerin yetenek ve becerileri” olarak sıralanmıştır. Okul yöneticilerinin karşılaştığı etik ikilemlere neden olan güç kaynaklarının okul türlerine göre farklılaştığı bulunmuş ve farklılaşmanın nedenleri tartışılmıştır. Son bölümde, okul yöneticilerinin etik ihlallerden nasıl uzak durabileceklerine ilişkin önerilerde bulunulmuştur.

Anahtar kelimeler: Okul yöneticileri, Etik ikilem kaynakları, Baskı, Okul kademesi

Investigation of the Sources of Pressure and Power that Put School Administrators in Ethical Dilemma according to School Levels

Abstract: In this study, it was aimed to determine the power sources, pressure groups that push school administrators to ethical dilemma according to school categories. School principals and vice principals are considered as school principals. As school levels, it was handled in Primary, Middle and High School categories. The research is a qualitative case study and multiple case patterns are used. Fifty school administrators, who were selected with the easy accessible sampling method, participated in the study. Particular attention was paid to not identifying the participants’ identities. The data were collected with standardized open-ended questions and analyzed by categorical content analysis. In the light of the data collected, the sources that caused the ethical dilemmas faced by school administrators were gathered in seven groups. As the three most intense source of ethical dilemmas in all institutions; Unions, associations and foundations’ expectations; populist practices of senior authorities; skills and skills of superiors are listed. It was found that the power sources that cause ethical dilemmas faced by school administrators differ according to school types and the reasons for differentiation are discussed. In the last part, inferences are made about how school administrators can avoid ethical violations.

Keywords: School administrators, Ethical dilemma resources, Pressure, School levels

Saffet Karayaman
DOI: 10.29224/insanveinsan.797652
Yıl 7, Sayı 27, Kış 2021


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
14 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Sürdürülebilirlik, Tüketim ve Medya

Filiz Aydoğan Boschele

Öz: Modern XXI. yüzyılın başlarında dünyanın karşılaştığı en önemli kriz, ekolojik krizdir. Bu krizi önleyecek çarelerden biri ise sürdürülebilirliktir. 2000’lerde ortaya atılan, pek çok makalede özellikle işletme alanının makalelerinde göz kamaştırıcı bir başlık olarak yer alan sürdürülebilirlik kavramı, bu makalenin konusunu teşkil etmektedir. Her ne kadar içerdiği anlam “zararsız”, hatta “yararlı” gibi görünse de, aslında sürdürülebilirliğin tüketim ve medya yoluyla verili toplumsal sistemin kendini yeniden üretecek toplumsal koşulları yarattığı, çevreyi korumaya dönük gibi görünen anlamının ise kapitalizmin bu yönünü mistifiye ettiği ortaya çıkmaktadır. Bu görüşten hareketle bu yazı, sürdürebilirlik nosyonunun ortaya çıkmasına neden olan ve sürdürülebilirliği ortaya çıkaran tüketim ile tüketimde medyanın oynadığı rolü eleştirel bir perspektiften tartışmaktadır.

Anahtar kelimeler: Ekolojik kriz, Medya, Tüketim, Sürdürülebilirlik

Sustainability, Consumption and Media

Abstract: The most important crisis that the orld is facing at the beginning of the 21st century is an ecological crisis and its prevention is sustainability. The subject of this article is the concept of sustainability, at the beginning of the 2000s, in Business Administration articles “stunning” titles. Although, the meaning of sustainability seems “harmless” or “useful”, this concept mystifies capitalist reproduction through the media and consumption. From this point of view, this paper will critically discuss the consumption which is the cause of the rise of the notion of sustainability and the media’s role for consumption.

Keywords: Ecological crisis, Media, Consumption, Sustainability

Filiz Aydoğan Boschele
DOI: 10.29224/insanveinsan.757873
Yıl 7, Sayı 26, Güz 2020


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
25 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

İletişimin Ekonomi Politiğine Dallas W. Smythe’ın Perspektifinden Bakmak

Nihal Kocabay Şener

Öz: Dallas W. Smythe, iletişimde ekonomi politik yaklaşımın kurucularından biri olarak kabul edilmektedir. Smythe, çalışmalarıyla iletişimin ekonomi politiğine yön vermiştir. Ancak, son yıllarda sosyal medya ve emek çalışmalarında adı sıklıkla geçmektedir. Daha önce televizyon izleyicisi için kullanmış olduğu izleyici emtiası/metası kavramı, sosyal medya kullanıcılarını tanımlamak için sık başvurulan kavramlardan biri olmuştur. Smythe’ın düşünceleri izleyici emtiası kavramı ile sınırlı değildir. Smythe, medya kuruluşlarının tüketici ürettiği tespitini yapmıştır. Smythe’ye göre medya ile tekelci kapitalizm arasında önemli bir bağ bulunmaktadır. Medya, tüketici üretimi yapmaktadır. Smythe’nin ifade ettiği bir diğer önemli konu ise, medya kuruluşlarının, reklamverenlere izleyici satmasıdır. Smythe, reklamverenlerin sadece zaman ve yer değil, asıl olarak izleyiciyi satın aldıklarını ve izlerkitlenin medya tarafından yaratıldığına dikkat çekmiştir. Smythe’nin üzerinde çalıştığı önemli kavramlardan biri de bilinç endüstrisidir. Smythe’ye göre, bilinç endüstrisi başlıca enformasyon sektörü ve tüketim maddeleri endüstrisini kapsamaktadır. Her emtianın bir anlamda öğretim makinesi olduğunu savunan Smythe, üretim gücü olarak bilinç endüstrisine odaklanmaktadır.

Anahtar kelimeler: İletişimin ekonomi politiği, Dallas Smythe, İzleyici emtiası, Medyanın ekonomi politiği, Bilinç endüstrisi

Looking at Political Economy of Communication from the Perspective of Dallas W. Smythe

Abstract: Dallas W. Smythe is recognized as one of the founders of the political economy approach to communication. Smythe shaped to the political economy of communication with his studies. However, in recent years, studies about social media and labor have referred to Smythe. He used “audience commodity” for the television audience. This notion has been one of the notion to recognize social media users. Smythe’s thoughts are not limited to the audience commodity. Smythe determined that media organizations produce consumers. According to Smythe, there is an important relationship between media and monopoly capitalism. As Smythe said, one of the important issues is that media organizations sell audiences to advertisers. Smythe remarked the advertisers not purchase only place and time, the advertisers purchase the audience and he pointed out the audience to be created by media organizations. One of the most important Smythe’s notion is the consciousness industry. According to Smythe, the consciousness industry involves information sectors and the consumer goods industry. He said, “every commodity is in a sense a teaching machine”. Smythe focused consciousness industry as a productive force.

Keywords: Political economy of communication, Dallas Smythe, Audience commodity, Political economy of media, Consciousness industry

Nihal Kocabay Şener
DOI: 10.29224/insanveinsan.788107
Yıl 7, Sayı 26, Güz 2020


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
30 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.