Post-Truth as the Loss of the Truth: A Conceptualization Attempt

Ahmet Güven

Abstract: The major transformation in the structure of mass media has brought about ethical debates. The post-truth concept, which has come to the fore frequently in recent years, is at the center of these discussions. According to the Oxford Dictionary’s definition, post-truth, which means that public opinion is defined by personal feelings and beliefs rather than objective facts, has become a concept that academic studies have also focused on. The concept, which is dealt with in the context of more fake news, distortion of reality and making the public irrational choices in this way, seems to be problematic.
The basic claim of this study is that the concept of post-truth cannot be defined as the manipulating of public opinion by fake and distorted news. In this context, the conceptual discussion constitutes the method of the study. The technological determinist approach, which claims that the medium determines the truth perception of the age, constitutes the theoretical basis of the debate. The result obtained from the discussion is that postmodernism’s attitude which rejects the existence of truth stems from the structure of electronic media and that the concept of post-truth should be defined as loss of truth, not as a distortion of truth in this context.

Keywords: Post-truth, Postmodernism, Technological determinism, Social media, Loss of the truth.

Hakikatin Yitimi Olarak Post-Truth: Bir Kavramsallaştırma Denemesi

Ahmet Güven

Öz: İletişim araçlarının yapısındaki büyük dönüşüm, etik tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Son yıllarda sıklıkla gündeme gelmeye başlayan post-truth kavramı bu tartışmaların odağında yer almaktadır. Oxford Dictionary’nin yaptığı tanıma göre kamuoyunun nesnel olgulardan ziyade kişisel duygu ve inançlar tarafından belirlenmesi anlamına gelen post-truth, akademik çalışmaların da üzerinde durduğu bir kavram haline gelmiştir. Daha çok yalan haber, gerçekliğin çarpıtılması ve bu yolla kamuoyunun irrasyonel tercihler yapması çerçevesinde ele alınan kavram bu haliyle problemli görünmektedir.
Bu çalışmanın temel iddiası post-truth kavramının, yalan ve çarpıtma haberlerle kamuoyunun yönlendirilmesi şeklinde tanımlanamayacağıdır. Bu bağlamda yapılan kavramsal tartışma çalışmanın yöntemini de teşkil etmektedir. İletişim araçlarının (medium) çağın hakikat algısını belirlediği iddiasında olan teknolojik determinist yaklaşım tartışmanın teorik zemini oluşturmaktadır. Tartışmadan elde edilen sonuç ise postmodernizmin hakikatin varlığını reddeden tavrının elektronik medyanın yapısından kaynaklandığı ve post-truth kavramının bu bağlamda hakikatin çarpıtılması olarak değil hakikat arzusunu yitimi olarak tanımlanması gerektiğidir.

Anahtar kelimeler: Post-truth, Postmodernizm, Teknolojik determinizm, Sosyal medya, Hakikatin yitimi.

Ahmet Güven
DOI: 10.29224/insanveinsan.577956
Year 7, Issue 23, Winter 2020


Tam metin / Full text
(Turkish)

1023 Downloads

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.

Logistics 4.0 Applications and Industry 4.0 from Logistics Firms’ Point of View

Bihter Karagöz / Hande Begüm Bumin Doyduk

Abstract: Businesses operating in logistics, one of the technology intensive sectors, use many different technologies to survive and gain competitive advantage. Logistics 4.0 applications for today’s competitive products and services are rapidly changing the way businesses do business. In this study, the point of view of the businesses offering logistics services in Turkey towards 4.0 work logistics and their application levels have been analyzed. For this purpose, in-depth interviews with ten different logistics service providers were reached and logistics 4.0 concept and its applications were asked. The effects of these applications on was tried to be determined. From this, a SWOT (Strengths, Weaknesses, Opportunities, Threats) analysis of logistics 4.0 applications for the sector was made. Whether businesses have logistics practice or not, they understand the importance of these practice. The result of the study demonstrates that logistics 4.0 practices will become increasingly important for our country..

Keywords: Industry 4.0, Logistics 4.0, Logistics.

Lojistik 4.0 Uygulamaları ve Lojistik Firmalarının Bakış Açısı

Bihter Karagöz / Hande Begüm Bumin Doyduk

Öz: Teknoloji yoğun sektörlerden biri olan lojistikte faaliyet gösteren işletmeler, hayatlarını sürdürebilmek ve rekabet avantajı elde edebilmek için birçok farklı teknoloji kullanmaktadır. Günümüz rekabetçi ürün ve hizmetleri için lojistik 4.0 uygulamaları, işletmelerin iş yapma şekillerini hızla değiştirmektedir. Çalışmada Türkiye’de lojistik hizmet sunan işletmelerin lojistik 4.0’a bakış açıları ve uygulama düzeyleri belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla on adet lojistik hizmet sunan işletmeye derinlemesine mülakat yöntemi ile lojistik 4.0 kavramı ve uygulamaları sorulmuş olup, bu uygulamaların işletmeleri nasıl etkilediği belirlenmeye çalışılmıştır. Buradan hareketle sektörün lojistik 4.0 uygulamalarına ilişkin bir SWOT (GZFT – Güçlü ve Zayıf Yönler, Fırsatlar ve Tehditler) analizi yapılmıştır. Lojistik 4.0 uygulamalarına sahip olsun ya da olmasın işletmeler bu uygulamaların önemini anlamış bulunmaktalar. Araştırma sonucu, bu uygulamaların ülkemiz için giderek önem kazanacağını ortaya koymaktadır

Anahtar kelimeler: Endüstri 4.0, Lojistik 4.0, Lojistik.

Bihter Karagöz / Hande Begüm Bumin Doyduk
DOI: 10.29224/insanveinsan.513453
Year 7, Issue 23, Winter 2020


Tam metin / Full text
(Turkish)

1067 Downloads

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.

Adultery in Ottoman Society in 19th Century: An Evaluation on the Commit Murders on Some Adultery Events

Fehminaz Çabuk

Abstract: Adultery, which has been described as an ugly, haram, sin and immoral act in the eyes of societies, has been punished in various ways throughout the history. Penalties for adultery crimes vary according to the law of societies and morality of societies. Some societies have only condemned these adulterous, while others have punished them with the greatest punishment that can be given. In the Ottoman Empire, the crime of adultery, which is described as an action against the public morality, has been punished in accordance with the provisions of şer’i and örfi laws. With the new criminal law in the 19th century, the penalties imposed on adultery were relatively changed. However, the implementation of religious provisions was continued due to the fact that şer’i courts continued their duties. In addition, “the woman who committed adultery and evil must have been killed related” this fetva applyed. to the relatives who saw the woman and his accomplice in adultery and killed him, şer’i law and code don’t punishment. Therefore, today’s murders, called honor killings, have become happened in the Ottoman Empire, which dominated a wide geography.

Keywords: Ottoman, Adultery, Punishment, Murder, Şer’i Law.

19. Yüzyılda Osmanlı Toplumunda Zina: Bazı Zina Vakalarında İşlenen Cinayetler Üzerine Bir Değerlendirme

Fehminaz Çabuk

Öz: Toplumların nezdinde çirkin, haram, günah ve ahlaka aykırı bir eylem olarak nitelendirilen zina, tarih boyunca toplumlar tarafından çeşitli şekilde cezalandırılmıştır. Zina suçuna tatbik olunan cezalar, toplumların hukuk ve ahlak anlayışına göre değişiklik göstermiştir. Bazı toplumlar, bu fiili işleyenleri sadece kınamakla yetinirken bazılarıysa verilebilecek en büyük ceza olan ölümle cezalandırmıştır. Osmanlı Devleti’nde umumi ahlaka aykırı bir eylem olarak nitelendirilen zina suçu, kaynağı din olan şer’i hukuk ve örfi kanunların hükümlerine uygun olarak cezalandırılmıştır. 19. yüzyılda yeni ceza kanunnameleriyle birlikte zina suçuna uygulanan cezalarda nispeten değişiklik olmuş, ancak şer’i mahkemelerin görevlerine devam etmelerinden kaynaklı olarak dini hükümlerin uygulanmasına devam edilmiştir. Ayrıca zina ve bozgunculuk yapan kadının öldürülmesi gerektiğiyle ilgili olan fetvalar tatbik edilerek kadını ve suç ortağını zina halinde görüp öldüren akrabalara, şer’en ve kanunen bir ceza verilmemiş ve bu yüzden günümüzde namus cinayetleri olarak adlandırılan cinayetler, geniş bir coğrafyaya hükmeden Osmanlı Devleti’nde azımsanmayacak derecede çok vukua gelmiştir..

Anahtar kelimeler: Osmanlı, Zina suçu, Ceza, Cinayet, Şer’i Hukuk.

Fehminaz Çabuk
DOI: 10.29224/insanveinsan.528621
Year 7, Issue 23, Winter 2020


Tam metin / Full text
(Turkish)

939 Downloads

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.