Başlıca Dünya Dinlerinin Ekonomi ve Kalkınmaya Yaklaşımı

Muhsin Halis / Ayhan Hira / Ahmet Faruk Göksün

Öz: Din genellikle bir grup insan tarafından paylaşılan bir dizi inanç ve uygulamanın yanı sıra kültürel gelenekler, tarih ve mitolojiyi de kapsar. İlk ekonomik yazılar dini dışsal bir faktör olarak ele almıştır. Daha sonra, din ve kalkınma arasındaki bağlantıları açıklamak için çeşitli teoriler ortaya atılmıştır. Rasyonel seçim yaklaşımı, dinin esnekliğini, dinlerin faaliyet gösterdiği siyasi ve ekonomik ortamdaki değişikliklere verilen rasyonel bir ekonomik yanıt olarak görmektedir. Buna ek olarak, aile inancı, sosyal ağlar ve diğer unsurları içeren yaklaşımlar da din ve ekonomi arasındaki ilişkiyi belirlemektedir. Ekonomik büyümenin belirleyicileri üzerine yapılan önceki araştırmalar genellikle dinin etkisini ihmal etmiştir. Bu boşluğu doldurmak için dinî uygulama ve inançların ekonomik büyüme üzerindeki etkisini dinin ekonomik faaliyet üzerindeki etkisi açısından incelemek kayda değerdir. Bu makalenin amacı, literatüre dayanarak devlet, din ve ekonomi arasındaki ilişkiye ışık tutmaktır.

Anahtar kelimeler: Kapitalizm, Devlet ve din, Din ve ekonomik gelişme, İslam ve ekonomi, Hristiyanlık ve ekonomi

Muhsin Halis / Ayhan Hira / Ahmet Faruk Göksün
DOI: 10.29224/insanveinsan.1363864
Yıl 11, Sayı 37, Kış 2024


Tam metin / Full text
(Türkçe)

76 İndirme


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Ekonomik Kalkınma ve İnsani Kalkınma İlişkisi: Kırılgan Beşli Ülkeleri Üzerine Ampirik Bir Analiz

Çağlar Ozan Gönüllü

Öz: Kalkınma kavramı, özellikle gelişmekte olan ülkeler için, salt ekonomik gelişmeyi içerecek şekilde daraltılamayacak kadar önemli bir kavramdır. Son yıllarda yapılan çalışmalar sürdürülebilir ekonomik gelişme için insani gelişmeye odaklanılması gerektiği sonucuna ulaşmıştır. Kalkınmayı etkileyen faktörlerin ve ilişkilerin belirlenmesi, sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşmak isteyen ülkelerin sorunlarına ışık tutması ve çözüm yolu önermesi açısından önem arz etmektedir. Bu çalışmada kalkınmanın iki boyutu olan ekonomik kalkınma ve insani kalkınma arasındaki ilişkiler incelenmiştir. 1990-2021 yılları arasındaki 32 yılı kapsayan çalışmanın insani kalkınmayı temsil eden bağımlı değişkeleri Yaşam Süresi (YS), Eğitim Süresi (ES) ve Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi (CEE)’dir. Ekonomik kalkınmayı temsil eden değişken ise Kişi Başına Gayrı Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH)’dır. Veriler homojenlik, yatay kesit bağımlılığı, birim kök sınamalarına tabi tutulduktan sonra Westerlund Panel Eşbütünleşme Testi ile ekonomik kalkınma-insani kalkınma ilişkileri araştırılmıştır. Test sonuçlarına göre YS ile GSYİH arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamsız bulunurken, ES ve CEE ile GSYİH arasındaki ilişki ise %95 güven aralığında (p<.05) istatistiksel olarak anlamlıdır.

Anahtar kelimeler: Ekonomik kalkınma, İnsani kalkınma, Kırılgan Beşli, UNDP, Westerlund Panel Eşbütünleşme Testi

Çağlar Ozan Gönüllü
DOI: 10.29224/insanveinsan.1368996
Yıl 11, Sayı 37, Kış 2024


Tam metin / Full text
(Türkçe)

78 İndirme


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Türkiye’de Beşerî Sermaye, Fiziki Sermaye, Ekonomik Karmaşıklık ve Ekonomik Büyüme Bağlantısı: Kantil Bootstrap Fourier Granger Nedensellik Yaklaşımından Yeni Kanıtlar

Tunahan Hacıimamoğlu / Oğuzhan Sungur

Öz: İktisadi kalkınma, toplumların sosyo-ekonomik refah seviyelerinin yükseldiğini gösteren önemli bir göstergedir. İktisadi kalkınmanın gerçekleşebilmesi için ülkelerin ekonomik, sosyal, kültürel ve politik alanlarda gelişmiş olması gerekmektedir. Bu bağlamda Türkiye, bugüne gelinen süreçte kalkınmış bir ülke görünümünden uzaktır. Bu doğrultuda bu çalışmanın amacı Türkiye’nin kalkınma sorunlarını değerlendirmektir. Bu amaç kapsamında Türkiye’de beşerî sermaye, fiziki sermaye ve ekonomik karmaşıklık endeksinin ekonomik büyüme üzerindeki etkisi Cheng vd. (2021) tarafından yakın zamanda önerilen kantil bootstrap Fourier Granger nedensellik (BFGC-Q) yaklaşımı kullanılarak 1970-2017 dönemi için analiz edilmektedir. Analiz sonuçları, beşerî sermaye, fiziki sermaye ve ekonomik karmaşıklık endeksinin ekonomik büyüme üzerinde pozitif nedensel bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Türkiye, sürdürülebilir kalkınma için istikrarlı bir ekonomik modelde yabancı sermaye yatırımlarına ihtiyaç duymaktadır. Ayrıca, Türkiye’nin teorik ve uygulama düzeyinde eğitim, bilim ve teknolojiye önem vermesi ve yüksek teknolojili ürün yelpazesini çeşitlendirerek ihracattaki katma değer ve teknoloji düzeyini artırması önerilmektedir.

Anahtar kelimeler: Beşerî sermaye, Fiziki sermaye, Ekonomik karmaşıklık, Ekonomik kalkınma, Nedensellik

Tunahan Hacıimamoğlu / Oğuzhan Sungur
DOI: 10.29224/insanveinsan.1369367
Yıl 11, Sayı 37, Kış 2024


Tam metin / Full text
(Türkçe)

77 İndirme


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Kavram Karmaşasının Gölgesinde Blokzincirinin Matruşkası: Bitcoin, Blokzinciri, Web 3.0 ve Metaverse

İbrahim Sena Arvas / Rabia Zamur Tuncer

Öz: Metaverse teknolojisinin insanların hayatında ne gibi değişiklikler yarattığını anlamak için bu kavramın Web 2.0’a değil inşa sürecinde olan Web 3.0’a özgü olduğunun anlaşılması gerekmektedir. Metaverse konusunda yapılacak olan değerlendirmelerin, günün teknolojik gelişmeleriyle uyumlu olması ancak bu şekilde sağlanabilir. Bu nedenle özellikle sosyal bilimler alanındaki Metaverse konulu akademik çalışmaların çoğu ihtimallerin, beklentilerin ve temennilerin ötesine geçememiştir. Bu noktada Metaverse konusunu biraz daha ayrıntılandırmak için sözü edilen Web 3.0 kavramını açımlamak zaruridir. Literatürde kavramın tanımına ilişkin her geçen gün büyüyen ciddi bir karmaşa bulunmaktadır. Bu çalışmada öncelikle söz konusu karmaşanın nedenleri literatür taraması aracılığıyla araştırılmıştır. Daha sonra birbirinin içerisinden doğan Bitcoin, blokzinciri, Web 3.0 ve Metaverse kavramlarına ilişkin teknolojik gelişmelerin özelliklerine ilişkin faktörler incelenmiştir. Çalışmanın amacı, Web 3.0’a ait yeni kavramların açıklanması ve bu açıklamaların Metaverse gibi henüz doğum aşamasında olan bir mecranın geleceği konusunda fikir vermesidir.

Anahtar kelimeler: Bitcoin, Blokzinciri, Web 3.0, Ethereum, Metaverse

İbrahim Sena Arvas / Rabia Zamur Tuncer
DOI: 10.29224/insanveinsan.1274819
Yıl 10, Sayı 36, Yaz 2023


Tam metin / Full text
(Türkçe)

266 İndirme


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Metaverse’te Beyin-Bilgisayar Arayüzleri Kullanımına Yönelik Sağlık, Oyun, Pazarlama ve Reklam Sektörleri Bağlamında Bir Değerlendirme

Zaliha İnci Karabacak

Öz: Metaverse, yapay zekâ, blok zinciri, genişletilmiş gerçeklik teknolojileri temelinde, Web 3.0 alt yapısıyla, avatarları ile temsil edilen kullanıcılara hayatın her alanında farklı deneyimler sunan kurgusal sanal evrenler topluluğudur. Ekonomi perspektifinden bakıldığında Metaverse; sanal ekonomi, yeni iş modelleri, güncel sağlık uygulamaları, yeni ürünler, yeni bir pazarlama ve reklam kanalı sunmaktadır. Çalışma, Metaverse’te Beyin-Bilgisayar Arayüzleri kullanımını bu alanda öne çıkan sektörlerden olan sağlık, oyun, pazarlama ve reklam açısından değerlendiren güncel literatür taramasına dayanan betimsel bir incelemedir. Ulusal ve uluslararası alanyazında Metaverse’te Beyin-Bilgisayar Arayüzleri kullanımının farklı sektörlerdeki avantajlarının yanı sıra dezavantajları da ele alınmaktadır. Çalışmalarda Metaverse bağlamında ön plana çıkan çeşitli avantajlar (sürekli etkileşim, avatar ile hareket aksiyonu, meta-tıp, biyolojik katılım, sürükleyici ve öğretici kullanıcı deneyimi vb.) olmakla birlikte en sık vurgulanan dezavantajları mahremiyet ve siber güvenliktir. Ayrıca erişebilirlik, kullanıcı entegrasyonu, nöral siber saldırılar, kullanım maliyeti, sanal bağımlılık, davranış bozuklukları, sosyal izolasyon vb. sıralanan dezavantajlar arasında yer almaktadır.

Anahtar kelimeler: Metaverse, Beyin-Bilgisayar arayüzleri, Sağlık, Oyun, Pazarlama, Reklam

Zaliha İnci Karabacak
DOI: 10.29224/insanveinsan.1283933
Yıl 10, Sayı 36, Yaz 2023


Tam metin / Full text
(Türkçe)

342 İndirme


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Metafizikten Metaverse: Sanal Çağ Yeni Bir Orta Çağ mı?

Murat Bahadır

Öz: Tarih boyunca insan, çevresini ve kendisini geliştirmeyi amaçlamıştır. Bu süreçte insanın elde ettiği bilgi ve teknolojiler ile şekillenen her çağ, sergiledikleri özelliklere göre karanlık veya aydınlık olarak nitelendirilmiştir. Bu nitelendirmelerde insanın arzu ettiği ideallere ulaşması veya ulaşamaması etkili olmuştur. Bugün gelinen noktada insanın eşiğinde bulunduğu sanal çağın şekillenmesinde kendi aklı ile yaşadığı çevreyi ve kendisini geliştirme noktasında başarısız olmanın neden olduğu hayal kırıklığı etkili olmaktadır. Bu bağlamda çalışmanın amacı, orta çağ ile kurulan benzerlikleri doğrultusunda sanal çağın insanlığı bekleyen yeni bir karanlık çağa dönüşme potansiyeli olup olmadığını tartışmaktır. Bunun için Orta Çağ ile sanal çağı karakterize eden özelliklerin karşılaştırma yönteminin kullanıldığı bu çalışmada iki çağ arasında kurulan benzerlikler şunlardır: Metafiziğin yerini Metaverse evreninin, günahkâr insanın yerini kusurlu insanın alması, geçmiş kültür ile bağın kopması ve bilginin tekelleşmesidir. Özgün bir bakış açısı ile kurulan bu benzerlikler bağlamında çalışmanın sonuç bölümünde ise sanal çağda insan bekleyen tehlikeler karşısında alması gereken tavır tartışılmıştır.

Anahtar kelimeler: Sanal çağ, Metaverse, Orta Çağ, Yapay zeka, İnbot

Murat Bahadır
DOI: 10.29224/insanveinsan.1277808
Yıl 10, Sayı 36, Yaz 2023


Tam metin / Full text
(Türkçe)

297 İndirme


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Sürdürülebilirliğin Endüstrileşmesi, Kapitalizmin İleri Dönüşümü ve Postdijital Sürdürülebilirlik

Derya Nil Budak

Öz: Sürdürülebilirlik, ileri kapitalist toplumların temel sorunsalıdır. Kapitalizmin ilerlemesi ise insan ve gezegen odağında devam etmektedir. Fiziksel dünyayı aşmak isteyen ileri kapitalizm, dijitalleşme yoluyla kendini yeniden üretebilen metaları da kendi sisteminde üretmektedir. Dijital sonrası dönemi ifade eden postdijital çağ, ileri kapitalizmin dijital metalarının tüm boyutları ile fiziki dünyayı sardığı ve fiziki dünya ile iç içe geçtiği yeni aşamayı işaret etmektedir. Bu çalışma, fiziksel ve dijital evrenlerin sürdürülebilirliği ile ileri kapitalizm arasındaki ilişkiyi değerlendirirken “postdijital” ve “sürdürülebilirlik” kavramlarından türetilen yeni bir terim ileri sürmektedir. Ayrıca kapitalizmin sürdürülebilir dönüşümünü ve sürdürülebilirliğin bir endüstriye dönüşmesini, “postdijital sürdürülebilirlik” kavramsallaştırması ve postdijital teori bağlamında bir örnek üzerinden betimlemeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla, yapay zekâ Tilda tarafından dijital ve fiziksel atıklarla sürdürülebilir şekilde hazırlanan ve Dünya Çevre Günü’nde Metaverse’te lanse edilen dijital ileri dönüşüm projesi, betimsel analiz yöntemi ile incelenmiştir. Çalışmanın; insan, toplum ve doğa sorunsalının postdijital durumuna yeni bir bakış açısı kazandırarak alana katkı sunacağı düşünülmektedir.

Anahtar kelimeler: Postdijital, Sürdürülebilirlik, İleri dönüşüm, Metaverse, Postmodernizm

Derya Nil Budak
DOI: 10.29224/insanveinsan.1283999
Yıl 10, Sayı 36, Yaz 2023


Tam metin / Full text
(Türkçe)

275 İndirme


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Pandemiden Metaverse’e: Veri Odaklı Toplumun Yükselişi ve Riskleri

Zübeyde Demircioğlu

Öz: Teknolojideki son gelişmeler fiziksel dünyayla etkileşimimizi değiştirmekte, dijital dönüşüm bu süreci daha da hızlandırmaktadır. Yakın dönemde yaşanan COVID-19 pandemisi de fiziksel ve dijital dünyanın yakınsamasına vesile olarak dijitalleşmeyi bir adım öteye taşımış, verinin merkezi hale gelmesini mümkün kılmıştır. Dijital dönüşümün mevcut nihai aşaması olarak Metaverse ise, sanal dünya ile fiziksel dünya arasındaki karşıtlığı ortadan kaldırarak dijital zaman ve mekân deneyimini fiziksel olana yaklaştırma misyonuyla ortaya çıkmıştır. Öte yandan bu yeni gerçeklik evreninin merkezinde kullanıcıların davranışlarını bilinebilir, öngörülebilir ve hatta kontrol edilebilir kılan, günlük yaşam deneyimini prosedürlere ve hesaplamalara indirgeyen veri odaklı bir anlayış bulunmaktadır. Bu çerçevede, bu çalışma Metaverse’e giden yolu açan dijitalleşmenin ve zihniyet olarak veri odaklılığın yükselişinde COVID-19 pandemisinin önemli bir etkisi olduğunu, Metaverse’ün veri odaklı anlayışının mahremiyet, gözetim ve kontrol gibi etik sorunları derinleştireceğini ileri sürmektedir.

Anahtar kelimeler: Dijitalleşme, Verileştirme, COVID-19 pandemisi, Metaverse, Gözetim, Mahremiyet

Zübeyde Demircioğlu
DOI: 10.29224/insanveinsan.1283746
Yıl 10, Sayı 36, Yaz 2023


Tam metin / Full text
(Türkçe)

332 İndirme


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

İşgücü Piyasasında Pandemi Sonrası “Yeni Normal”: Hibrit Çalışma ve İş-Yaşam Dengesi

Doğa Başar Sarıipek / Gökçe Cerev / Emine Elif Ayhan

Öz: Covid-19 pandemisi işgücü piyasalarında esneklik temelli bir dizi değişikliğe yol açmıştır. Nitekim çalışma hayatının hızlı bir şekilde dijitalleştiği, geleneksel yerinde çalışmanın yerine tamamen uzaktan veya hibrit çalışma modellerinin getirilmesinin tartışıldığı bir dönemde, pandemi bu geçişi kimi işkolları için kolaylaştırmış ve hızlandırmıştır. Ancak her hızlı dönüşüm gibi bu geçiş de bazı sorunları beraberinde getirmiştir. Bunların başında da iş-yaşam dengesinin yeniden kurgulanması ihtiyacı gelmektedir. İş-yaşam dengesi geleneksel çalışma düzeninde bile tam olarak sağlanamamışken, iş yaşamıyla iş dışı yaşamın fiziki ve zamansal sınırlarının daha da bulanıklaştığı hibrit veya tamamen uzaktan çalışma düzeninde bu dengeyi sağlamak daha da güç bir hal almıştır. Üstelik pandeminin bir gün mutlaka tamamen sona ereceği kesinken, pandemi döneminde hızla yaygınlaşan “yeni normal” çalışma düzeninin pandemi öncesi döneme geri dönmesi düşük bir olasılıktır. Bu makale, hibrit ve uzaktan çalışmanın pandemi sonrası dönemde dijital tabanlı işler için daha popüler olacağını, ancak bunun “herkese uyan tek bir çözüm” olmayacağını savunmaktadır.

Anahtar kelimeler: Pandemi, Hibrit çalışma, İş-Yaşam dengesi, Uzaktan çalışma, Kadın çalışanlar

Doğa Başar Sarıipek / Gökçe Cerev / Emine Elif Ayhan
DOI: 10.29224/insanveinsan.1189607
Yıl 10, Sayı 35, Kış 2023


Tam metin / Full text
(Türkçe)

303 İndirme


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

COVID-19 Pandemisi Türkiye’nin Yeşil Büyüme Göstergeleri Bakımından OECD Karşısındaki Performansını Değiştirdi mi?

Melike Atay Polat / Suzan Ergün

Öz: Pandemiler başta politik, ekonomik, sosyal, kültürel ve çevresel olmak üzere pek çok açıdan toplumların değişim sergilemelerine neden olmaktadırlar. Bu değişimlerin muhtemel etkileri üretim ve tüketimin gerilemesi, gelirin azalması, işsizliğin artması, ticaretin düşmesi, enerji talebi ve çevre kirliliğinin azalmasıdır. COVID-19 pandemisi de küresel ekonomiyi anlamlı bir şekilde etkilemiştir. Ülkeler, gelişmişlik düzeylerine göre bu gelişmelerden farklı şekilde etkilenmiştir. COVID-19 pandemisi Türkiye ekonomisini de etkilemeye devam etmektedir. Bu çalışmanın amacı, COVID-19 pandemisinin Türkiye’nin OECD karşısındaki yeşil büyüme performansında bir etkiye yol açıp açmadığını kümeleme analizi uygulayarak belirlemektir. 46 yeşil büyüme göstergesi kullanılarak uygulanan kümeleme analizi bulguları, Türkiye’nin dahil olduğu ülke grubunun COVID-19 pandemisi sonrasında değiştiğini göstermiştir. Türkiye pandemi öncesinde Şili ve Kolombiya gibi ülkeler ile aynı grupta yer alırken, pandemi sonrasında çevresel kalitenin iyileştirilmesine katkı sunan önemli yenilenebilir enerji potansiyeline sahip Danimarka, İsveç, Norveç, Avustralya, Lüksemburg ve Finlandiya gibi ülkeler ile aynı grupta yer almaya başlamıştır.

Anahtar kelimeler: Yeşil büyüme, COVID-19, Pandemi, OECD, Kümeleme analizi

Melike Atay Polat / Suzan Ergün
DOI: 10.29224/insanveinsan.1185722
Yıl 10, Sayı 35, Kış 2023


Tam metin / Full text
(Türkçe)

242 İndirme


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.