Yılmaz Güney ve Nuri Bilge Ceylan Sinemasında Modernizm

Göksel Aymaz

Öz: Bu makale, Yılmaz Güney ve Nuri Bilge Ceylan sinemasındaki modernist karakteri tespit etmeye yöneliktir. İnsan ve dünya eleştirisi, klasik modernizmde her zaman bir mutluluk vaadine dönüşmüştür. Bu vaat, insanın kendisini değiştiren dünyayı değiştirme becerisine ve eylemine, özgürleşimci praksise bağlanmıştır. Güney sinemasında içerilen bu modernist tavır, hikayelerindeki semantik boyutun yanı sıra, en görünür şekliyle, filmlerinde canlandırdığı ve zaman zaman gerçek yaşamdaki kişiliğiyle de pekişen “yiğit” tiplemeleri etrafında oluşan ikonik etki ile açığa çıkar. Kırdaki “eşkıya”dan kentteki “kabadayı”ya uzanan kahramanları aracılığıyla Güney, kötü dünyaya karşı itiraz geliştirmekte, ikonik imgesiyle hayranlarını da benzer türde bir itiraza heveslendirmektedir. Ceylan sinemasının modernist karakteri ise, insanın ve dünyanın kötülüğünü tasvir edişinden, insanın ve dünyanın neden kötülük ve karamsarlık içinde olduğunun gösterilme biçiminden kaynaklanmaktadır. Aldanımsız biçimde açığa çıkartılmış kötülük, iyiliğin yol gösterici imgesidir ve Ceylan’ın sineması kötülüğü hilesiz gösteriyor oluşuyla iyiliğin ve mutluluğun bir vaadine dönüşmektedir

Anahtar kelimeler: Yılmaz Güney, Nuri Bilge Ceylan, Modernizm, Mutluluk vaadi, Özgürleşimci praksis

Göksel Aymaz
DOI: 10.29224/insanveinsan.1668016
Yıl 12, Sayı 40, Yaz 2025


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
10 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni ya da Yeşilçam’da Sembolik İktidarın Sosyolojik Analizi

Mahmut Hakkı Akın

Öz: Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni filmi, yönetmen Yavuz Turgul’un önemli filmlerinden biridir. Bir yönetmenin yeni bir film yapma macerasını anlatan bu film, Türk sineması açısından öz düşünümsel bir yapıt olarak kabul edilebilir. Alışılmış tarzından farklı bir film yapmak isteyen yönetmen Haşmet Asilkan, kendisini de farklılaştırmak ve üst sınıf olarak kabul ettiği kültür çevresi tarafından onaylanmak istemiştir. Bu arzusu dolayısıyla daha önceki halinden farklı giyinmeye ve farklı mekanlara gitmeye başlamıştır. Eski kültürel çevresinin kaynaklarını kullanarak yeni bir film yapma çabası pek çok ironik durumun ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu makalede Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni filminde işlenen sembolik iktidar ilişkileri, özellikle Bourdieu sosyolojisinin alan, habitus, hysteresis ve doxa gibi kavramları üzerinden analiz edilmiştir. Türk sineması, Türkiye’de kültür ve sanat alanına bağlı toplumsal gerçekliği yansıtan bir alt alandır. Bir film, yönetmenin bireysel arzusundan çok alanda oluşmuş ve yapılaşmış sosyal ve kültürel konumlara bağlı olarak sınırlandırılmıştır. Film, bu gerçeği başarılı bir şekilde yansıtmıştır.

Anahtar kelimeler: Sinema sosyolojisi, Türk sineması, Sembolik iktidar, Habitus, Hysteresis

Mahmut Hakkı Akın
DOI: 10.29224/insanveinsan.1668652
Yıl 12, Sayı 40, Yaz 2025


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
11 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Yeni Türk Sinemasında Yavaşlık ve Ayrışan Estetik: Nuri Bilge Ceylan ve Zeki Demirkubuz

Zühre Canay Güven

Öz: Yeni Türk Sineması, uzun planlar, düşünsel anlatılar ve izleyiciyi yavaş bir etkileşim ile içsel sorgulamaya davet eden minimalist görsel-işitsel ögeleri benimser. Bu makale, bu sinema anlayışının öne çıkan ve uluslararası alanda tanınan iki yönetmeni olan Nuri Bilge Ceylan ve Zeki Demirkubuz’un filmleri üzerinden Yeni Türk Sineması’nda yavaşlık estetiğini karşılaştırmalı olarak incelemeyi amaçlamaktadır. Her iki yönetmen de 1990’lı yıllarda Yeşilçam-sonrası dönemde öne çıkmış olsa da sanatsal yaklaşımları farklılık gösterir. Ceylan’ın filmleri kırsal manzaralar, uzun planlar ve sakin anlatılarla içsel sorgulamaya yönelirken; Demirkubuz, kent mekânlarında geçen, sınıfsal çatışmalar ve varoluşsal gerilimlerle örülmüş anlatıları görsel durağanlıkla işler. Bu farklara rağmen her iki yönetmen de anlatısal minimalizm ve uzatılmış zaman gibi yavaş sinemanın biçimsel stratejilerine başvurur. Makale, yavaşlığın yalnızca tempo değil; bellek, kimlik ve kültürel sorgulama için kullanılan estetik bir anlatım biçimi olduğunu tartışmaktadır.

Anahtar kelimeler: Yeni Türk sineması, Yavaş sinema, Düşünsel sinema, Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz

Zühre Canay Güven
DOI: 10.29224/insanveinsan.1658448
Yıl 12, Sayı 40, Yaz 2025


Tam metin / Full text
(İngilizce)

[post-views]
7 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Perdenin Arkasındaki Makas: Yeşilçam Sinemasında Gayri Resmi Sansür

Ferhat Zengin / Bahadır Kapır

Öz: Bu araştırma, Yeşilçam döneminde sinema işletmelerinde gerçekleştirilen resmi olmayan sansür müdahalelerini ele almaktadır. Çalışmada, Türk sinemasının gösterim zincirinin kritik halkasını oluşturan film makinistlerinin deneyimleri ve gözlemleri merkeze alınmıştır. Sinema kültürü, film sahipliği ve işletmecilik dinamikleri içerisinde stratejik konuma sahip olan makinistler hem teknik uzmanlıkları hem de film içeriklerine müdahale yetkileriyle toplumsal dönüşümlerin seyir pratiklerine yansımalarına doğrudan tanıklık etmiş, aynı zamanda bu süreç içerisinde etkin bir rol oynamışlardır. Fenomenolojik yaklaşımla tasarlanan nitel araştırmada, kartopu örnekleme ile 42 emektar makinistle yarı yapılandırılmış mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgular, dönemin sansür kurullarından geçen filmlerde hak sahiplerinin bilgisi dışında çeşitli sansür uygulamalarının yapıldığını göstermektedir. Bu müdahalelerin büyük çoğunluğunu doğrudan makinistlerin gerçekleştirdiği, bir kısmını ise salon işletmelerinin talimatları doğrultusunda bizzat makinistlerin uyguladığı belirlenmiştir. Film adları ve afişlerinin değiştirilmesi, süre kısaltmaları, sahne çıkarımları, ek materyal eklemleri ve karartma teknikleri gibi uygulamalarla gayri resmi müdahale pratiklerinin sistematik olarak işletildiği tespit edilmiştir.

Anahtar kelimeler: Sansür, Yeşilçam, Sinema makinisti, Sinema işletmeleri, Türk sineması

Ferhat Zengin / Bahadır Kapır
DOI: 10.29224/insanveinsan.1658336
Yıl 12, Sayı 40, Yaz 2025


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
5 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Türkiye’de Dizi ve Film Senaryolarından İntihal: Kavramlar, Sınırlar ve Senarist Deneyimleri

Kemal Çelik / İhsan Eken

Öz: Türkiye’de film ve dizi sektörü ekonomik ve kültürel etkisiyle hızla büyüyerek uluslararası alanda önemli bir üretim merkezi olmuştur. Ancak bu büyüme, özellikle senaryo alanında fikri mülkiyet ihlallerinin ve intihal vakalarının artmasına yol açmıştır. Senaryo yazım süreci, birçok yaratıcı aşamayı içerirken, bu sürece çok sayıda paydaşın katılımı özgün fikirlerin korunmasında güçlük yaşanmasına neden olmaktadır. Bu durum, senaristlerin eser sahipliği haklarını tehdit etmekte ve yaratıcı süreç üzerinde baskı oluşturmaktadır. Araştırmada, kartopu örnekleme yöntemiyle seçilen 18 aktif senaristle yapılan derinlemesine mülakatlarda, katılımcıların yarısından fazlasının intihale maruz kaldığı belirlenmiştir. Katılımcılar, intihalin genellikle özgün bağlamdan koparılarak profesyonelce yeniden kurgulandığını ve mevcut yasal çerçevelerin bu vakaları net olarak tanımlamakta yetersiz kaldığını ifade etmişlerdir. Ayrıca hukuki süreçlerin uzun ve etkisiz olduğu, meslek birliklerinin tarafsız ve destekleyici rol üstlenmediği vurgulanmıştır. Sonuç olarak, intihal olgusunun daha açık tanımlanması, hukuki mekanizmaların iyileştirilmesi, senaryo tescil sisteminin kurulması ve meslek birliklerinin güçlendirilmesi önerilmektedir. Ayrıca sektörde sendikalaşmanın ve dayanışma kültürünün teşvik edilmesinin önemi belirtilmektedir.

Anahtar kelimeler: Senaryo, İntihal, Senarist hakları, Esinlenme, Bağımsız yaratım ilkesi

Kemal Çelik / İhsan Eken
DOI: 10.29224/insanveinsan.1668256
Yıl 12, Sayı 40, Yaz 2025


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
6 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Yeni Bir “Janrın” Sosyolojik Oluşumu: Taşra Komedisi

Mehmet Emin Balcı

Öz: Bu çalışma, 2000 sonrası Türk sinemasında taşrada çekilen komedi filmlerini, mevcut sınıflamaların ötesinde, yeni ve özgün bir anlatı biçimi olarak ele almaktadır. Popüler bir güldürü üretmenin ötesinde, taşra komedilerinin merkez-çevre ilişkilerindeki dönüşümü ve yerel toplulukların merkezle kurduğu gerilimli ilişkiyi mizahi bir temsile dönüştürdüğü savunulmaktadır. Alfred Schutz’un fenomenolojik sosyolojisinden yararlanan çalışmada, komedi, özneler arası ilişkiler ve normatif yapılarla etkileşim içinde biçimlenen toplumsal bir deneyim olarak kavramsallaştırılmıştır. 2000–2023 yılları arasında çekilmiş 29 uzun metrajlı film, fenomenolojik analiz yöntemiyle incelenmiş; filmler, politik taşra komedisi, karakter komedisi ve topluluk komedisi olarak üç tematik grupta sınıflandırılmıştır. Analiz bulguları, taşra komedisinin yalnızca çatışmaları değil, aynı zamanda uzlaşma, karşılaşma ve kabulleniş süreçlerini de sahnelediğini ortaya koymaktadır. Bu noktada taşra, durağan değil; çelişkili ve dinamik bir topluluk formu olarak yeniden tanımlanmaktadır. Türk sinemasında taşra komedisinin, sosyolojik ve estetik anlamda gelişme vaat eden yeni bir janr olduğu ileri sürülmektedir.

Anahtar kelimeler: Merkez-çevre, Toplumsal değişim, Mizah, Sağ-duyu, Karakter

Mehmet Emin Balcı
DOI: 10.29224/insanveinsan.1668679
Yıl 12, Sayı 40, Yaz 2025


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
0 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Toplumsal Değişimin Türk Komedi Filmlerine Yansıması: 1960’tan Günümüze Örnek Filmler Üzerinden Komedinin Dönüşümü

Özge Kesici / Gökhan Gültekin

Öz: Bu çalışmanın amacı, 1960’tan günümüze kadar olan süreçteki komedi filmlerinin özellikle toplumsal değişime benzer olarak nasıl bir dönüşüm yaşadığını örnek filmler üzerinden tartışmaya çalışmaktır. Komedi türüne dahil edilen filmlerin toplumsal yapıyla bağlantılı olarak tarihsel süreçte nasıl değişim ve dönüşüm gösterdiğini ortaya koyabilmek adına, film çalışmalarında tercih edilen tür eleştirisi, sosyolojik eleştiri ve tarihsel eleştiriden yararlanılmıştır. Bu bağlamda, Turist Ömer (1964), Hababam Sınıfı (1975), Züğürt Ağa (1985), Her Şey Çok Güzel Olacak (1998), Recep İvedik (2008), Aile Arasında (2017) ve Ölümlü Dünya 2 (2023) filmleri analiz edilmiştir. Bu filmlerde yalnızca güldürme eyleminin hedeflenmediği söylenebilir. Tüketim alışkanlıklarındaki değişim, kentleşme, bireyselleşme, kültürel yozlaşma, ahlâki çözülme, toplumsal cinsiyet, çevreye duyarsızlaşma gibi pek çok toplumsal gerçekliğin örnekleme dahil edilen filmlerde işlendiği görülür. Sonuç olarak, 1960’tan günümüze komedi filmlerinin özellikle toplumsal değişime paralel olarak nasıl bir dönüşüm yaşadığı örnek filmlerin analizi üzerinden tespit edilmiştir.

Anahtar kelimeler: Toplumsal değişim, Sinema, Türk filmleri, Komedi, Komedinin dönüşümü

Özge Kesici / Gökhan Gültekin
DOI: 10.29224/insanveinsan.1662656
Yıl 12, Sayı 40, Yaz 2025


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
7 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Maneviyatın İzinde Bir Sinema: Murat Pay’ın Filmlerinde Kültürel Miras ve Kimlik İnşası

Meltem İşler Sevindi / Koray Sevindi

Öz: Bu çalışma, Murat Pay’ın dört uzun metraj filmi (Mâşuk’un Nefesi, Mirâciyye: Saklı Miras, Dilsiz ve Hep Otuz Üç Yaşında) üzerinden geleneksel sanatların, dinî-ritüel icraların ve kimlik inşası süreçlerinin sinemasal temsiline odaklanmaktadır. Nitel film çözümlemesi yaklaşımıyla yürütülen araştırmada, filmler yakın okuma tekniğiyle incelenmiş; kamera kullanımı, kurgusal ritim, mekân seçimi ve karakterlerin eylemleri gibi biçimsel unsurlara ek olarak, sessizlik, sabır ve meşk gibi manevi kavramların anlatıdaki rolü değerlendirilmiştir. Assmann’ın kültürel bellek kuramı, Necipoğlu’nun İslâm estetiği ve Schimmel’in tasavvufî deneyimi gibi kuramsal yaklaşımlar rehber alınmış, filmlerdeki kültürel ve manevi katmanlar yorumlayıcı bir bakış açısıyla çözümlenmiştir. Elde edilen bulgular, modernlik ve sekülerleşme koşullarında geleneksel sanatlar, tasavvufî pratikler ve toplumsal hafızanın sinema yoluyla yeniden canlandırılabileceğini göstermektedir. Murat Pay’ın filmleri, bu unsurları karakterlerin varoluşsal yenilenme ve kimlik inşası süreçlerine doğrudan katkı sağlayan dinamik öğeler olarak kurgular. Böylece, estetikle maneviyat, gelenekle modernlik arasındaki gerilim, yeni bir sinemasal arayış ve “manevî direniş” formu olarak ortaya çıkmaktadır.

Anahtar kelimeler: Tasavvuf, Geleneksel sanatlar, Kültürel bellek, Kimlik inşası, Modernlik

Meltem İşler Sevindi / Koray Sevindi
DOI: 10.29224/insanveinsan.1668647
Yıl 12, Sayı 40, Yaz 2025


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
6 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Savaşın Gölgesinde Sinema: İkinci Dünya Savaşı Sırasında Adana’da Film Gösterimleri

Aydın Çam

Öz: Bu çalışmayla, İkinci Dünya Savaşı sırasında Adana sinemalarında gösterilen filmlerin tespiti, bunların yapım ve dağıtım orijinlerine göre sınıflandırılması ve savaş koşullarıyla ilişkili gösterim pratiklerinin yorumlanması amaçlanmaktadır. Savaşın ağır ve istikrarsız koşulları, Türkiye’de film temininde zorluklara yol açmış, ithalat dinamiklerini sürekli etkilemiştir. Bu bağlamda, savaş yıllarında Adana’da gösterilen filmlerin incelenmesi hem sinema tarihi hem de şehrin sosyo-kültürel dinamikleri açısından önemlidir. Araştırmada, savaş yıllarında Adana’da yayımlanan Bugün, Türksözü ve Yeni Adana gazetelerinin arşivleri taranmış, ulaşılan veriler temalara ayrılmış ve analitik olarak değerlendirilmiştir. Bulgular, bu dönemde Adana’da gösterilen filmlerin beş ana kategoride toplandığını göstermektedir: (1) Amerikan yapımları başta olmak üzere salon filmleri; (2) Alman (UFA) yapımı ve dağıtımı olan filmler; (3) Şark filmleri; (4) Türk yapımları ve (5) Haber, propaganda ve savaş filmleri. Çalışma, savaş dönemi Türkiye’sindeki film dağıtım ve gösterim pratiklerine yerel bir bakış açısı sunmakta ve Yeşilçam sinemasının ortaya çıkışına zemin hazırlayan erken dönem koşullarına ışık tutmaktadır.

Anahtar kelimeler: İkinci Dünya Savaşı, Türk sinema tarihi, Adana sinema tarihi, Film dağıtımı tarihi, Şark filmleri

Aydın Çam
DOI: 10.29224/insanveinsan.1658424
Yıl 12, Sayı 40, Yaz 2025


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
7 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Yeşilçam’ın Masallara Bakış Açısına Dair Süreyya Duru’nun Keloğlan (1971) Filmi Üzerine Bir Anlatı İncelemesi

Ayşegül Çilingir

Öz: Yeşilçam döneminde Türk sineması gerek film sayısı gerekse de seyirci sayıları açısından altın çağını yaşamıştır. Bu dönemde artan ilgi, sinemacıları farklı konular bulmaya ve sonunda roman, masal gibi edebi türlerden uyarlanan eserlere yöneltmiştir. Bu dönemde Türk halk masallarının önemli bir kahramanı olan Keloğlan’ın ana karakter olduğu birçok film yapılmıştır. Çalışmada, Süreyya Duru’nun yönetmenliğini yaptığı 1971 yapımı Keloğlan filmi, Seymour Chatman’ın Öykü ve Söylem: Filmde ve Kurmacada Anlatı Yapısı kitabında yer alan anlatı diyagramı bağlamı ile çözümlenmiştir. Bu diyagramda anlatı, olaylar, varlıklar ve yazarın kültürel kodları gibi unsurlar açısından öykü (içerik) başlığında ve anlatım biçimi, tezahür unsurlarını içeren söylem (ifade) olarak iki düzlemde ele alınmıştır. Çalışmada incelenen Keloğlan (1971) filminin, Türk masal yapılarının geleneksel anlatı özelliklerini yansıttığı ve Yeşilçam dönemi sinemasının genel özelliklerini ortaya koyduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Anahtar kelimeler: Film çalışmaları, Anlatı diyagramı, Türk Sineması, Yeşilçam, Keloğlan

Ayşegül Çilingir
DOI: 10.29224/insanveinsan.1668121
Yıl 12, Sayı 40, Yaz 2025


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
7 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.